Ekspresyonizm, doğanın olduğu gibi resmedilmesi yerine iç dünyanın öne çıkarıldığı sanat akımına denir.
Dışavurumculuk olarak da bilinen ekspresyonizm, 20. yüzyılda ortaya çıkan sanat akımları arasındadır.
Ekonomik çöküntü ve politik istikrarsızlığın bulunduğu Almanya ortamında oluşmuştur.
Pozitivizm, naturalizm ve empresyonizm akımlarına karşıt olarak ortaya çıkan akım, anti-natüralist öznelliğe bulunduran bir bakış açısına sahiptir.
Öte yandan dışavurumculuk akımında; kabile sanatları ve Carmen halk sanatı biçimlerinden de etkilenildiği gözlenir.
AMAÇ, İÇ DÜNYASINI ORTAYA KOYMAKTIR
Ekspresyonizm akımında sanatçının amacı, iç dünyasını ve hislerini eseri aracılığıyla dışa vurmaktır.
Bu duygularını daha iyi yansıtabilmek adına sanatçı, gerçeğin dışına çıkmaya çalışır.
Var olan nesne ve düzlemlerin şeklini hayal gücü yönetmiyle değiştirir. Bu sanat akımında eser, sanatçının kişisel duygularına dayanmaktadır.
BİRÇOK SANAT DALINI KAPSAR
Öte yandan ekspresyonizm akımı, yalnızca resmi değil birçok sanat dallarını kapsar. Dışavurumculuk, resmin yanı sıra heykelcilik, edebiyat, müzik ve mimarlıkta da görülür.
ÖNEMLİ EKSPRESYONİST SANATÇILAR
Ekspresyonizm akımına ait eserler ortaya koyan bazı sanatçılar ise şu şekildedir:
James Ensor (1860-1949)
Edvard Munch (1863-1944)
Gustav Klimt (1862-1918)
Oskar Kokoschka (1886-1980)
Ernst Ludwig Kirchner (1880-1938)
Erich Heckel (1883-1970)